Güler, mesajında, hain darbe girişiminde şehit düşen kahramanlarımıza rahmet dileyerek, “15 Temmuz, ülkemizin siyasi tarihinin en ağır saldırısıyla, Anadolu’daki bin yılı boyunca hiç tanık olmadığı, en alçak ihanet girişimi ile karşı karşıya kaldığı günün yıl dönümüdür.” ifadelerini kullandı.
Başkan Güler, yayımladığı mesajında şunları kaydetti; “15 Temmuz 2016’da Fetullahçı Terör Örgütü üzerinden ülkemize açık bir saldırı gerçekleştirildi. Elli yıl boyunca Batılı güçler tarafından devlet içine yerleştirilen bir terör örgütü, Türkiye Cumhuriyeti’ni rehin almaya çalıştı. Hedef; Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan’ı devirip, devleti işlemez hale getirmek, ardından milleti birbirine kırdırmak ve Türkiye’yi parçalamaktı. Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı’nın parçalanması gibi bir yok oluşa mahkum edilmek istendi. Ama hainlerin hesap edemediği bir olay gerçekleşti. Başkomutanımız ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın dik duruşu ve hain girişim karşısında göstermiş olduğu ferasetle yaptığı çağrıya kulak veren Milletimiz birkaç saat içinde vatan ekseninde birleşti. Ülkemizin her köşesinde yüz binler sokaklara akın etti. Kitleler tanklara, kurşunlara karşı yürüdü. Yaşlılar, gençler, kadınlar kurşunlara meydan okuyor, tarih değiştiriyordu. Millet Çanakkale ruhu ile yeniden ayağa kalktı. Darbeciler de, onları yöneten küresel efendileri de şoktaydı. Darbe ve işgale karşı bir devrim gerçekleşiyor, bir destan yazılıyordu. O gece, yüz yılın mücadelesi birkaç saate sığdırıldı. Tüm Türkiye’de; salalarla kendine gelen, ezanla dirilen, dualarla korunan bir millet vardı. O Gece 249 insanımız gözünü kırpmadan şehadete koşmuş, al bayrağın kalbindeki yıldız olmuştur. Binlerce vatandaşımız yaralanmış, gazilik payesi kazanmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, şehitler köprüsü, meydanlar, caddeler, sokaklar ve sivil vatandaşlar Üniformamızı gasp etmiş düşmanlar tarafından vicdansızca bombalanmış, Televizyon kanalları işgal edilerek algı yaratılmaya çalışılmıştır. Dünya tarihinde ilk defa bir parlamento, savaş uçaklarının hedefi olmuştur. O gece, milletin cesaretini kırmak için yaptıkları her saldırıyla cesaretimiz daha da artmış, tarihimizin en görkemli destanlarından biri yaşanarak yazılmıştır. O kara günde Türkiye Cumhuriyeti askerinin emir komuta zincirine itaatini, sadakatini hain emelleri için kullananlar Şehit Ömer Halisdemir’in sıktığı kurşunla tarihin en derin kuyularında boğuldular. Hain darbe girişiminin seyrini değiştiren Halisdemir ve daha niceleri bu ülkenin bekası ve ilelebet yaşaması için canlarından vazgeçtiler. 15 Temmuz Destanı hepimizindir. Darbeye direnerek, bu uğurda Hakk’ın rahmetine kavuşan 249 şehidimiz ile 2 bin 193 gazimizin omuzlarında yükselen Aziz vatanımızı gerek içte gerekse dışta tüm şer odaklarına karşı kanımızın son damlasına kadar korumaya söz verdik. Şimdi bizlere düşen en büyük vazife “Demokrasi ve Milli Birlik Günü”müzün değerini en iyi şekilde idrak etmeye çalışarak, gelecek neslimize de bu kahramanlık hikayesini anlatarak ilelebet payidar olacak Türkiye Cumhuriyeti’nde sevgi, barış ve huzur içinde yaşamaya devam etmektir. Sözlerime son verirken; ülkemiz üzerinde kirli oyunlar oynamak isteyenlere Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Vatana ihanetin nedeni olmaz, er ya da geç bedeli olur”y sözünü hatırlatıyor, hain darbe girişiminde iradesini ortaya koyan aziz milletimizi kutluyorum. Bu duygu ve düşüncelerle, 15 Temmuz gecesi bu vatan için gözlerini kırpmadan şehadete yürüyen kahraman Şehitlerimizi saygı, rahmet ve minnetle yad ediyor, Gazilerimize de şükranlarımı sunuyorum. Rabbim, ülkemize bir daha böyle hain bir girişimleri yaşatmasın”